. insanların eline şemsiye verince neden vahşileşiyolar? ya da mallaşıyolar? çok mu kompleks bi geometrisi var şemsiye aygıtının anlamıyorum ki. nedir yani?!
. ohh hava da soğudu. nasıl mutluyum nasıl! saatler de geri alındı ki iyice keyfim yerine geldi. 4buçuk 5te ışık yakmaya başlıyorum evde. daha ne isterim. valla ironik ya da sarkastik olmuyorum. seviyorum kışı. yazı ayrı kışı ayrı baharı ayrı. sevgi böcüüne dönüşcem bi süre daha pis elektrik yaymazsam.
. hani kaşıkların, çatalların falan konduğu bi çekmece vardır ya. bi türlü tam açılmaz orası hani. herşeyin sadece sapını görürsün. hadi piçak yine bi derece ayrılıyo. onun sapı böyle kalındır nispeten. ama çatalla kaşık adeta salak olduğumu her o çekmeceyi açışımda yüzüme yüzüme vuruyo! ne alcaksam her seferinde diğerini çekiyorum ilk başta. ve inatla kafaları bu tarafa bakıcak şekilde yerleştirilmez ya o aletler. morgdan kalma alışkanlık mıdır nedir. artık çatalın ve kaşığın aynı anda kullanıldığı yemekler yiyorum sadece evde. ya da tatlı çatalı ve kaşığı kullanıyorum. onlar en yakındaki paralel bölmedeler zaten. her tarafları expose.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
5 yorum:
ohh be kardeşim.. özlettin kendini beyaw, yaz arada... uzatma bu kadar arayı
ben de özledim ben de
ben hiç özlemedim..bence şımarık adamın teki bu dogo..
ya şimdi dogonun blogunda lizle commentlerimizi altalta görünce aklıma ne geldi, hani bikere ortaokuldayken dogo sınıfın camından aşağıya doru bağırmak suretiyle liz ve vuduya bişeyler demişti bakalım hanginiz hatırlayacaksınız =)
var yaa hic hatirlamiyorum! zaten hafizam sicisdir! nolmustu yau?
Yorum Gönder