Perşembe, Aralık 14, 2006

salak

..içince gerizekalıca davranabiliyorum. bunu zaten biliyoduk ama artık perçinlendi bu bilgimiz. böyle bir heykel gibi dikildi karşımıza. cisme kavuştu. ele avuca gelmeye başladı.

..dinlenmek kelimesi
istihdam sanatı için yaratılmış galiba.

duzeltme:
tevriye: bir sozun birden cok anlam tasiyabilecek bicimde kullanilmasi
istifham: cevap beklemeyen sorulu soyleyis
husn-u talil: guzel sebep/sebeplendirme


..lan bissürü şey vardı aklımda, şu saçma istihdam kelimesini bulcam diye hepsini unuttum ya! alkolün salaklığı bikaç gün de devam ediyo galiba. hah hatırladım biraz. dedim ya alkol salaklaştırıyo diye, bazen rasyonalite o kadar da iyi bişey olmuyo. bazen salaklaşmak gerekiyo. akıllı bi insanın yapmıcaklarını yapmak gerekiyo. kahrolsun akıl.


..utanıyorum kendimden ama bugün kütüphaneye girdim, ders çalışanlara şöyle bi baktım ve "naapıyosunuz ya? hepiniz ölüceksiniz." dedim. evet yaptım bunu. ve o an anladım ki "ağızdan çıkanı kulağın duymaması" ne demek. işte bunlar hep
akılla alakalı hareketler. salağım bu aralar.

..dün nereye otursam kalkmak istemedim. vapur. lokanta. teleferik. çay bahçesi. otobüs. tünel. cafe. hiç kalkmak istemedim. o da salaklıktandı. çaktırmadım ama hiç.

..tabağın sonundaki, çoban salatasının suyunu çekmiş pilav gibi bişey.

..bu da gayet salak bi yazı oldu. demiştim.

Hiç yorum yok: